Ne Yazmışım

14 Eylül 2010 Salı

Hakikat Dediğimiz....


Hakikat dediğimiz..



Hayaller, hani elinde renkli balonlar gibi ya da görünüşleri birbirinden güzel şekerler sımsıkı parmaklarımızın arasında. Ağzındaki o benzersiz tat gülümsetir dudaklarınızı , en güzel kelimeler hep dilinizin ucunda durur ya.

Kimi zaman sekerek bazen saçlarınıza özgürlükleri vererek neşeyle koşarsınız ayaklarının yere basmadığından bir o kadar emin. Hatta aklını da bir karış havada asmışsındır ve aklın bu durumdan son derece memnun, kolların iki yana açık olur sanki tüm gelip geceni kucaklayabilecekmişsin gibi.. Göğüs kafesin genişler hani, dünyayı sığdırabileceğine inanırsın ya.

Sonra birden hakikat ipiyle bağlı olduğunu unutmuş olduğun benliğini geri çekiştirir birileri sendelersin dengen bozulur..

Oysa daha belki de birkaç saniye önce koştuğunu sandığın yol bitmiştir. Sonunu görmeden fark edemeden yüzün çarpar o duvara...


İşte bu duvara herkes hakikat diyor sanırım. O duvarın buz gibi donuk gri yüzü, çirkin nasırlı pürüzleşmiş acımasız bir elden kalkmış tokat gibi çarpar yüzüne.

Rengin kaçar, canın acıtır gerçekler

Ya da kendini gizlemiş bir katildir hakikat dediğimiz. Hayallerin katili. Nerede toz pembe incecik örülmüş , özenle kurulmuş bir hayal görse peşine düşer.

Keskin bir azimle eninde sonunda vurur onu kalbinden. Yerle bir olur hayallerin. Hiç yaşamamış gibi içinde..beklenen , kaçınılmaz son gibi.


Kurduğun hayallerden daha güzel gerçeklerin var mı..?

Varsa ne mutlu size, sıkı sıkı tutun hayal kadar güzel gerçeklerinizin iplerini ve yaşam ağacınıza düğümleyin.




( DENEME )


Semra Arıkan eylül2010

Hiç yorum yok: