Ne Yazmışım

22 Nisan 2010 Perşembe

Rengarenk Bir Nefes Gibi

Yağmurun rengini arayan bir kelebek
Kondu mürekkebime
Kelimelerimde binbir aheng
Kanatlarımda kafiye

Aşk ölürken, ateş ağladı
Tüm kırmızılar kanadı
Sarı döküldü toprağın avuçlarına
İçlendi sonbahar

Ben beyazı giyindim
Uzun gecelere saklandı
Masalımsı kışlar
Üşüdü tüm cenin renkler
gökyüzünün göğsünde uyudu
Yıldızlar

Ben
Siyahı sevdim gece küstü

Takvimdeki şarkıların nakaratı
Yeşil bakışlı
Salkımların moru

Mavileri biriktirdim gözlerime
Gölgem düştü
Yeryüzüne
Denizlerim boğuldu

Hangi rengin iklimini öptüm ki
Dudaklarım pembe
Utangaç al yanağım

Uçurtmam henüz dokunmuşken
Bulutlara

Çocukluğum büyüdü






Semra Arıkan 2010nisan




19 Nisan 2010 Pazartesi

Pahalı Yalnızlık


Seninle denizi kazıyoruz, köpükler sıçrıyor üstümüze
Güneşi gördüğümüzden beri suçlanıyor
Alnımızdaki ay

Susmak düşüyor dilimizden gecenin onuru adına
Savaşıyoruz iç seslerimizle

Tanıklıklarımız kovalanıyor
Her sokak pahalı bir yalnızlık


Bulutların üzerinden uçurtmalarımız geçmeden
Görünmezliğimiz kalkıyor aramızda
Belirsiz bir leke oluyor kaybolduğumuz orman

Karanlık gözlerine
Işık tutacak yenidoğan gün
Yaşamın kırık pervazlarına asılan son direnişlerde
Büyüyecek heyecanlar

Zaman okşasın istiyoruz çizgilerimizi
Kalabalığa gizliyoruz ertelediğimiz adımları

Günahın teslim olmadığı kaçak yollarda
Yabancı boşluklara bırakıyoruz artık
Son savaştan aşkın elinde ne kaldıysa




Emre Küçükoğlu / Semra Arıkan

13 Nisan 2010 Salı

Saat / sizlik


Aklımın deli rüzgarı eser yine
Alır başını

Sarhoşluğuma sevinir
Bedenimi hiç
Iskalamadan
Kurşun hızıyla geçen zaman


Emanet verilmiş
Ömrümün
Saçlarından öpen zalim haberci


Tutamadığım mevsimlerin kanatlarında
Sözsüzlüğe başkaldırır
Arsız bir beste
Dilime asılır


İmkansızlığın elinde
Gümüş sırlı terazisi
Çoktan çizilmiş dengeler


Suç ortaklığı ile bölüyorum
Her bir günü yirmi beş dilime


Tutuklanıyorum
Saatlerin adını vurduğu
Akrebin yelkovanı kucakladığı yerde




Semra Arıkan 2010-04-13

8 Nisan 2010 Perşembe

İlk Bakışa Düşen An

İlk Bakışa Düşen An




Nasıl oluyordu başımı kaldırdığım an ile onun bana baktığı an a denk geldi bakışlarımız. Hem neden çivilendim ki.

Saclarını sabah güneşiyle yıkamış gibi, bir tutam saç yüzünün bir bölümünü sahiplenmiş duruyor, azıcık bir rüzgar onu yerinden edebilir..

Özenli bir giyim tarzı çalışıyor olmalı, koyu renk tercih ettiğine göre ciddi görünmesi gerekiyor ya da o öyle istiyor.

Gözbebekleri ne kadar parlak, bakışlarını çerçeveleyen kaşları da çok muntazam kalemle çizilmişcesine.. Bakımlı, titiz biri olmalı.

Gözlerinin içi gülüyor dedikleri bakış bu olmalı. Samimi ve çok doğal. Bir an çocuksu iken değişip kadınsılaşıyor, renkli bir ışık topu gibi yüzü... Demek ki daha önce baktığım hiç kimse bana içten değilmiş yoksa bu bakış aldatıcı mı..

Yok canım neden aldatıcı olsun, zihnimden geçene bak paranoyakça sinyaller veriyor yine. Ben daha önce dikkatimi bırakmamış olmalıyım birine böylesine. İlk bakışta aşk mı ? yok değildir herhalde.

Her ne ise … Sıcacık ve güzel bir ifadesi var. Şanslı olmalı onu her gün, her saat görebilen.

Neden sürekli bana bakıyor kaç defadır gözgöze geliyoruz. Yoksa ben mi ona bakıp duruyorum. Doğru ya, ben bakıp duruyorum, rahatsız oldu tabi. Kimbilir ne geçiyor aklından ben bu kadar bakınca . Başka yöne bakmalıyım, iyice tedirgin etmeden.

O gülümseyen gözlerin arka kapılarını aralasam ortalıklarda kırık dökük görüntüler batacak gibi gözüme. Yorgun, yıpranmış ikinci el görüntüler yığını.. Diplere gizlenmiş ama izlerini görebiliyorum. Kaç mevsim yaşanmışlığı ki bu gözlerdeki, yazın renkli sıcaklığı var ama kışın zorlu hüzün karanlığı da, belki beklemişlik. Sonsuzluk durağında dönüşlerin olmadığını bile bile eskitilmiş.

Bulutsuz, pırıl pırıl bir gökyüzü gibi bakıyor etrafına ama aşk giremez yazılı bir tabela eksik sanki bakışlarındaki duvarda. Kimsesiz ve hilesiz. Korkmadan uykulara teslim edilebilir tüm benlik.

-Hayır.. Koparma gözlerimden gözlerini lütfen..Nereye.. Hayır ! Biraz daha kalsaydı, kalsaydın..

Gitmeli miyim bende peşinden acaba. Yo , hayır korku ve öfkeyi görmek istemem eğer bir köşeye sakladı ise o bakışları..

O ilk bakışın bir parçasını koparıp sakladım kendi gözbebeklerimin cebine…





Semra Arıkan 2010-04-08- / Deneme

Aşktan Geriye Kalan

-Sonsuzlukta açan bir çiçekmiş aşk; sıkı sıkı toprağa sarılan kökleriymiş yalnızlık.



İnceldiği yerden kopuyor
Tutunduğum varlığında
Kazanılmış sandığım


Deniz mavisi kanatlarında
Kulak kulaç yüzdüğüm
Dağılmışlığım


Bir nehir şarkı söylüyor akıp giderken
Kendi derinliğine dökülen
Kalabalık yolculukların tenhalarında
Kanamışlığım
Karakalem çizilmiş sükunetimin
Eskittiği sayısız günbatımlarını
Yamalıyor yüzüm

….





Semra Arıkan

Nisan2010-04-08