Ne Yazmışım

27 Eylül 2008 Cumartesi

Öykü - Hüznün İçindeki Umut


HÜZNÜN İÇİNDEKİ UMUT

Yirmi altı yaşındaydı, yemyeşil gözlerinde yıldızlar parlar, hep hüzünlü bir gülümseme olurdu yüzünde, yaşamın ona çizdiği kadere isyan etmez, büyük bir olgunlukla karşılamaya çalışırdı çoğu zaman.

Böbrek hastası idi, ama umut ışığını hiç söndürmedi içindeki, sevdiği genç ona bu zorlu yolda hep destek olmuştu..Ali evet Ali si onun bir tanesi idi, bir kez Ali dediğinde bin tane Ali yankılanırdı yüreğinde. Her buluştuklarında bu sevgi onun için yeni umutlarının başlangıcı oluyordu.Hep hayaller kurarlardı birlikte Ali nin vazgeçilmezi, sevdiği idi. Ona en güzel evi alacaktı çok çalışarak, istedikleri renkte boyayacaklardı, düşler kurarlardı, bazen çocuklarının evlerinin bahçesindeki salıncakta sallandığını, oynadığını hayal ederlerdi, kahkahalarla..

Hiç vazgeçmediler hayallerinden, içlerinde yeşeren umutlardan.

Belirli günler hastaneye gidiyordu. Bağlandığı hayat ünitesi olmasa da o bu sevgiyle yaşabilirdi, hissediyordu bunu.

Hastaneye gittiğinde, yaşamını sağlayan hicaza canlıymış ve dostuymuş gibi gülümser, zaman zaman dertleşirdi, duygularını paylaşırdı. Onunda bir kalbi varmış gibi. Onu anlıyor ama konuşamıyor diye düşünürdü kendi kendine, adı dializ olan bir arkadaştı, gözleri dolardı bazen anlatırken..

O sabah yine gelmişti hastaneye yaşama bağlanacaktı, dostunu görecekti , ama solgundu yüzü, titriyordu kalbi nedenini çok anlayamadı, damarlarındaki kan akışını hissediyor gibiydi, yavaş yürüyordu, eli babasının güvenli avuçlarında.

Hastane koridorlarında bir telaş, herkes birbirine çarparak koşar adımlarla yürüyor ama dönüp bakamıyordu bile arkasına, telaşlı adımlarla. Can pazarı böyle bir yer olmalı yada yangın yeri diye düşündü endişeyle, üzülerek bakındı etrafına. Bu dalgın endişeli halini, telaşlı ses bozdu, babasının koluna yapışan bir el ile, irkildi.

-Ahmet bey! size ulaşmaya çalışıyorduk bizde. Dedi heyecanla.

-Aradığımız özellikte ve kızımıza uygun bir böbrek bulundu, bir trafik kazası, dedi. Yarım bırakarak cümlesini.

-Hiç vaktimiz yok, acele ameliyata alıyoruz sizi dedi, ve bir hemşireye seslenip görevlendirdi hazırlık için.

Mutluluk hüzne bürünüp yerleşti babasının yüzüne, bir trafik kazası olmuştu, kim bilir hangi babanın içi yanmıştı, peki genç miydi acaba yaşlı mı? Onunda umutları var mıydı geleceğe dair, ama kızına can verecekti.

Kız, sessiz ve itaatkarca denilen her şeyi yaptı, ameliyata alındı..

Babası ile birlikte ameliyathanenin kapısında ağlayan aileye yaklaştı, anlamıştı. Ne diyeceğini bilemez halde yanlarına yaklaştı..Dudaklarından zorlukla çıkan birkaç kelime ile minnettarlığını anlattı. Gözleri yaştan kan çanağına dönmüş aileye.

-Oğlum daha çok gençti, umutları vardı, diye başladı ama devam edemedi, hıçkırıklara boğuldu sesi.

Zorlu ama başarılı bir ameliyat olmuştu, doktorla ve kız bitkindi ama gözlerinde zafer yıldızları parlıyordu. Herkesin dudaklarında gizli bir sevinç, belli etmeye çekinircesine.

-Bu yeni hayatına ve organına iyi bak dedi, şakayla karışık bir ses tonuyla.

Kurumuş, solmuş dudakları ağırlaşan göz kapaklarıyla ‘’söz veriyorum’’ diye mırıldandı..

Kendine gelmeye başladığında, sevdiği genci Ali yi görmek istedi.
-Ali..
-Ona bu güzel haberi vermediniz mi?
-Neden hala yok?
-Oysa şimdiye kadar çoktan burada olmalıydı.

Odada soğuk bir rüzgar esti sanki, kimseden ses çıkmadı, başlar öne eğildi, kaçırdı herkes bakışlarını, cevap için gözlerine bakmasın diye.

Babasının dişlerini sıktığını anladı,yanaklarındaki kasların belirmesinden.

Yumruğunu sıkarak aniden çıktı odadan, buna verilecek bir cevabı yok gibiydi Kız. şaşkın gözlerle etrafına bakındı.

-Anne iyiyim artık neden ağlıyorsun?
-Neler oluyor.?? Deyip doktorun bakışlarını yakaladı cevap ister gibi baktı.
-Biri bana neler olduğunu anlatsın, ne olur..

Doktor sıkıntılı, avuçlarını birleştirdi, nereden başlayacağını bilemez gibi, kelime aradı sanki dili ve beyni, birkaç saniye duraklayarak.

-Bak kızım sevdiğin genç, bugün trafik kazası geçiren gençlerden biriydi, onun böbreği sana uydu. Şu an sevdiğin adam yeryüzünde değil ama, senin çok yakınında hep olmak istediği yerde, hem de kalbine de oldukça yakın bir yerde, o artık senin bedeninde. Sen yaşadığın sürece hep seninle yaşayacak.Diyebildi ancak.

Kız tek bir kelime bile edemedi, gözbebeklerinde biriken yaşlar, bitkin, solgun yanaklarından yastığına süzüldü düşleriyle birlikte…




Semra Arıkan

subat2008

26 Eylül 2008 Cuma

Sen li



Okumamışım gece

seni yazan romanımı

seni anlatan sayfada kitabımın ayracı

almamışım senli ilaçlarımı


dizeler dindirebilir mi senli ağrılarımı ?


süslemedi uykumu senli düşler

hüzünlere bıraktığım gülüşler


senli heceler düşmedi kalemime

bu sabahta senli uyanamadım


anlayacağın..


bir yanım eksik başladım güne

keyifsizim yine...



Semra Arıkan

24 Eylül 2008 Çarşamba

Kalbinde(yim)



Kalbinde(yim)


Gözlerinin ferinde taşıdığın
bakışlarım

kıyılarına güneş dökülmüş
yollarında
kayboldu bulutlarım

kederli sızı ormanlarından
kaçıp geldim

sırra kadem basmış korkular
dinleyişlerimi saklamıyorum artık
gök gürültüsünden

biliyorum
bulutlar kucaklaşıyor
yağmur gök yüzünü öperken

gökkuşağının ayak izlerini
takip ettiğim bu yerde
tutuklu sevdaların özgürlük ıslığı
dolaşıyor dilime

kalbim
bahar dallarından
sihirli bir salıncakta
değiyor
sarhoş sevda rüzgarı saçlarıma

ebruli ırmaklar sevişiyor
buz mavisi gözlerinde
mutluluğun etekleri zil çalıyor

dudaklarıma düş gülüşlerinin değdiği
yüreğindeki yerimde

saklı cennetindeyim.



Semra Arıkan

Ağustos 08