-Ne kadar uzun gecenin duvağı
Son basamağında
Boyutsuz yalnızlığa çıkılan
Bir merdiven
Kocamış bin yıllık ay
Seyrederken
Yüzleri
Alacakaranlık duraklarda gözlere inen
Yolcu
Düşler
İntiharlarla sıkılan yumruklar
Kundaklanır
Ağır bir sis çöküyor yolların eksilttiği
Adımlarıma
Mazinin dikenli elleri
Örterken tenimi
Zamanın ağına düşüyor yine
Yüzüm
Sıyrılıyor
Zaman sinsi kuytusunda
Ömür koşuyor
Gece ise yeni günahlar peşinde
Kör bir deniz feneri
Bakıyor
Ardımdan
Usul usul kendimi tembihliyorum
Semra Arıkan
mart/2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder