Ne Yazmışım

20 Ağustos 2009 Perşembe

Gözdağı

Sessiz bir ezgi gibi kudreti
bakışlara gizlenen uçsuz bucaksız aşk


gönül tarlalarına büyülü tohumlar eker
Doğanın rengini esirgediği taşa can
Ürkek ruhlara gökkuşağından heyecanlar biçer


Seyyah bir güvercin kanadına yüklenen
Bilinmezlikler


sıkı sıkı avuçlarda tutulan
kırık dökük yaşam silüetleri
inadına açılmayan mühürlü sözler


dilinde
kelimelerden bir pusula
kaybolan sevgileri taşır, satır başlarına
üşüyen yüreği örter, ılık nefesli dudaklarıyla


Düşlerin binlerce sır lı kapısı var


Gece
anahtarını karanlığın koynunda saklar

ve

Her gece ağırlanmak için
kalp atışlarında beklenen dolunay
uykuları dolaşan haylaz çilingiri taşlar


Tanrı’dan çaldığı tükenmeyen sabrı
dev bakışlarda idamlara gönüllü gözler
Sesindeki huzura secde eder
Usul olur isyan çığlıkları


omuz başı uçurumlarında volta atıp
kararsızlıkların pazarlığı başlar
derinliklerde aşk küllenene kadar


kalabalık düşüncelerin ağlarına takılır ayaklar

arta kalanları toplanır
yaşanmışlıkların


umursamazlık vursun istenir kalbin surlarına
kaçış yolculuğuna hep tetikte adımlar

ve

her şeye rağmen
Uçmaktan korkmaz sevda kuşları
Aralanır tekrar üzerine kilitler
Vurulmuş düş kapıları
Kalp, aşk ın gözdağı





Semra Arıkan/ temmuz08

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Mevsimlerden Aşk


Temmuzun uçarı hallerine
Kanıp

Kış uçurumlarından
Sekiyorum
Aklımı çelen engin mavisine
Dalıp

Düş kuyularından çekiyorum
Aşkı

Acemi bir cesaret dokunuyor
Parmak uçlarıma

Telaşlı zamanlarla yarışıyor
Gecikmelerin ağır adımları

Eli kulağında

Birazdan
Gecenin
Teyelleri sökülecek

Ufkun başında beklediğim gün
Bakışlarıma doğacak

Sesine köprüler kurduğum sevgili

Sıkıca tutun güneşin ellerine
Gözlerinde açacağım
Gözlerimi yine



Semra Arıkan-25tem09

11 Ağustos 2009 Salı

Düş Rengi


Düş Rengi



gözleri
ne yöne eseceği meçhul, sema müptelâsı iki aşık gibi
ve rüzgargülünden kirpikleri olan


onlar ki , göğe açılan sırça köşk penceresinde
iki öksüz çocuk
bulutlarla evcilik oynayan


masmavi sürgün ve prangası isyankar gri
derin uykusu
sessizce saklandığı güneş korkusundan


kimi zaman cesur güllerde hışımla açan
bir çift diken
kapandıkça yaprakları demir parmaklık


ve aslında merhamet düşkünüydü gece mavisi
her gece yine ve yeniden
şefkatle kirpiklere sürülen


çünkü sözsüz bir masal gibi gözyaşlarıyla soğumuşlardı
güneşte eriyen o çelik bakışlar

düşündükçe derinleşen ve düşledikçe rengârenk
hayaller uğruna terkedilmiş hayatlar kadar gerçek


vurgun yemiş yıldızlara benzeyen
o bakışlar, suya düşmüş yelken gibi, ve
evden kaçmış yeni gelindi sanki her biri


bakmasını bilene engin deniz, uçsuz gök ve o büyülü yol
her şiirde kundaklanırdı geceleri büyüyen gözbebekleri


hazinesine giden sol yanı, gönlü, sakladığı inci tanesi
ve bakışlarında , her rengin özlemi o eşsiz rüya mavisi


uyku sandığım bir gecenin içinden yıldız kayarken gördüm
âh o gözleri,
hiç uyanmak istemeyeceğim
düş rengiydi

Metin Ertürk
.
Not : Sevgili Metin Ertürk e bu güzel şiirinde soluklanmamıza izin verdiği için teşekkür ederim.
Yüreğine sağlık, kalemin sonsuz olsun hocam. Saygılar