Sessiz bir ezgi gibi kudreti
bakışlara gizlenen uçsuz bucaksız aşk
gönül tarlalarına büyülü tohumlar eker
Doğanın rengini esirgediği taşa can
Ürkek ruhlara gökkuşağından heyecanlar biçer
Seyyah bir güvercin kanadına yüklenen
Bilinmezlikler
sıkı sıkı avuçlarda tutulan
kırık dökük yaşam silüetleri
inadına açılmayan mühürlü sözler
dilinde
kelimelerden bir pusula
kaybolan sevgileri taşır, satır başlarına
üşüyen yüreği örter, ılık nefesli dudaklarıyla
Düşlerin binlerce sır lı kapısı var
Gece
anahtarını karanlığın koynunda saklar
ve
Her gece ağırlanmak için
kalp atışlarında beklenen dolunay
uykuları dolaşan haylaz çilingiri taşlar
Tanrı’dan çaldığı tükenmeyen sabrı
dev bakışlarda idamlara gönüllü gözler
Sesindeki huzura secde eder
Usul olur isyan çığlıkları
omuz başı uçurumlarında volta atıp
kararsızlıkların pazarlığı başlar
derinliklerde aşk küllenene kadar
kalabalık düşüncelerin ağlarına takılır ayaklar
arta kalanları toplanır
yaşanmışlıkların
umursamazlık vursun istenir kalbin surlarına
kaçış yolculuğuna hep tetikte adımlar
ve
her şeye rağmen
Uçmaktan korkmaz sevda kuşları
Aralanır tekrar üzerine kilitler
Vurulmuş düş kapıları
Kalp, aşk ın gözdağı
Semra Arıkan/ temmuz08