söz vermiştin
gülüşlerin yüzündeki müebbetliğine
demleme sakın
intiharları tetikçi düşüncelerinde
bilirim
çaresizliğin öfkelerini keskinleştirir
her gece karanlığında kandilleri tutuşturup
iç fırtınalarını kurban eder doğacak aydınlığa
ısmarlama vaatleri zamanın ayrıntılarına sıkıştırp
kör huzurlara sıgınıp beklenir
uçuk kaçık bakışlarla hayatın kapı eşiğinde
adı umut olan, o nazlı misafir
sağır sultanlar işitti yarınlara dair seslenişlerini
sussun isyan düşkünü karaların
üşümesin bekleyişlerin
sol cebine doldur gelecek masmavi mucizeleri
bulutlara gömülen gün, filizlenecek yine ışığıyla
paha biçilmez yıldızlar parlayacak
minik çocuğun kocaman gözlerinde
sen acık tut gönül kollarını uçsuzca
yaşadığın günün dallarına asılan silik dilekler
bir garip balıkçının ellerini acıtan ağlarına
takılır
yüzmeyi henüz öğrenmiş yeni doğan sevinçler
ve
avuçlarında tuttuğun renkli sabır tohumlarını
göreceksin
berrak bir ferahlığa nasıl dönüşecek
mimiklerinin unuttuğu ünlemsiz şaşkınlıklar
sahitlik edecek
dönülmezlere uğurla sonbaharın sararmış rengini
inadına tamamla yarım kalmış şiirlerini
yak bu defa umutsuzluk köprülerini
Semra Arıkan
eylül08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder