Bakışlarında saklı şimşek parçacıkları
Yarası hırçın bir maviydi
Dizleri yaralı aşkların sıcak kanı sızardı
Kafiyeli parmaklarına
Kabuğuna saklanmış kadınların silik izlerini
Durulardı gövdesinde
Omuzuna yaslanan bulutlar süzülürdü
Mağrur üslubuna
Kanatlarında taşırdı güneş yoksulu mevsimlere
Baharları
Badem dallarını çiçeklemiş kış güneşinin
Altında açsa gözlerini
Çığlığını kopardığı ılık sesinden havalandırsa
Yine müjdeli sözlerini
İçi titrerdi zihninin köşküne gizlediği öznesine
Dökülürdü heybesinden
Kendine çıkamayan kavuşmaların yolları
Cehennemin kurak köşelerinden toplardı
Yüzündeki çocukluğun aynasına düşen
Ateş böceklerini
Sıyrılırdı yalnızlığından cennete girememiş ruhlar
Ve
Dize sonlarında bekler
Aşkı bulmak için ona gidemeyen sır kokulu kadınlar
...
Sem2010ocak23