Ne Yazmışım

17 Şubat 2010 Çarşamba

Parçalı Umutlu

Ağrılı bir söz boğazımda

Yutamadığım

Soluğum

Gözlerimin kanatları

Kirpiklerim

Islak

Soylu sandığım

Sessizliğime

Bir parça sevinç bırak


Hangi iklime giyinsem

Sana çoğalırım


Gece ile gündüz arasındaki

Tüm derin boşluklarda

Gidişlerin ayak izlerini

Ararken

Sabrın

Diplerine düşen ışığa yaslanır

Bitkin nefesim

İnançsızlığımı emziren

İsyanlarımı

Uyutur

Sisli, yorgun kafiyelerim

Bir gün söz açılırsa aşktan

Bana senden bir parça bırak




Semra Arıkan
subat/2010

15 Şubat 2010 Pazartesi

SEVGİLİYE DAİR (14 Subat Sevgililer Günü Kutlu Olsun)

Sevgilimsin



Sevgilimsin, kim olduğunu düşünmeye vaktin yok, yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri


Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin, ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli


Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Sevgilimsin, boğuk aşkım, kanayan gençliğim


Uçuruyorum seni çocukluğuna doğru
Kanatların yorulur, ter içinde kalıyorsun
Gece yanıbaşımda bağırarak uyanıyorsun


Her sabah el sallıyorum metalle karışmana
Sevgilimsin, arasıra bir kağıt koyup erteliyoruz aşkı


Otobüslerde ve trende kaçamak yaşanan
Ve bedenlerimiz kana kana kanayamadan yan yana




Ataol Behramoğlu



İÇİNDEN DOĞRU SEVDİM SENİ



İçinden doğru sevdim seni
Bakışlarından doğru sevdim de
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
Beni sevdiğin gibi sevdim seni


Kar bırakılmış karanlığından.


Yerleştir bu sevdayı her yerine
Yüzünde ter olan su damlacıklarının
Kaynağına yerleştir
Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
Gül taşıyan cocuğuna yerleştir


Ve omuzlarına daracık omuzlarına


Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir


Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran


Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne
Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun


Kar taneleri gibi uçuşan
Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
Yerleştir bu sevdayı her yerine.



Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen

Sevdayı


Ve köpüklendir
Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
Öğrenmez ama öğretir mutluluğu


Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi


Biraz da herkes içindir.
Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli


Var eden kendini birincisinden
Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.

Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
Tanımadığın bir ülke gibi
İçinde yaşamadığın bir zaman gibi
Tam kendisi gibi mutluluğun


Beni bekliyorsun
Ve onu bekliyorsun beni beklerken.

Edip CANSEVER